An Bilgeliği ve Yükseliş
Kişisel gelişim yolculuğuna başlayan insan yavaş yavaş ruhunun sesini duymaya başlar. Ruhun sesi güçlendiğinde uyanış başlar. Uyanış sonrası tekâmül yani yükseliş yolculuğu başlar. Uyanış sonrası tekâmül yolculuğundan vazgeçenlerin sayısı da azımsanmayacak kadar fazla olsa da bu yazı ilk seçimi yapanlar için.
Kendi yolculuğumdan ve 2015 yılından beri şahit olduğum insanlarda çeşit çeşit davranış hallerinden geçtim ya da geçenleri gördüm. Daha önce bir çok yayında ifade ettiğim aklımızı kullanmak bu yazının da temeli.
Ruhsal yolculuk dünyadan ve çağdan elini ayağını ya da elini eteğini çekerek olmuyor. Teknoloji ile, bulunduğun toplumla, bulunduğun çevreyle ilimle, bilimle, dinle, spiritüellikle ve o an hayatına dahil olan her şeyle uyum haline geçip, o an bağlantı kurduğun canlı ya da cansızın bilincinin pozitif faydasını ortaya çıkardığında yaşamın tam içindeyken oluyor.
Bu hali deneyimlemek içinde aklını kullanarak içinde bulunduğun koşulları ve etkileştiklerini sürekli analiz edip, özgür iradenle seçim yapıp onu kalbindeki sevgi ile sarmaladığın sürece bu yolculuk daha kolay ve hızla yükseltici oluyor.
Kendi yolculuğumda zihnim çok hızlıydı hala da hızlı bir oluş halinde. Ruhsallığın gerçekliğini bilmediğim için söylenilen her şeye inanma meylinde olduğum için zihnimi susturup pasifize etmek için çabaladığım zamanlar oldu. Bana göre iyi ki zihnim bu duruma boyun eğmedi ve kendi hakikatimi bana göstermek için çok akıllıca yollar buldu. Zihnimi pasifize etmek için çalıştığımda aslında kendimi aptallaştırmak için büyük bir çabaya girdiğimi sonradan fark ettim. Eğer gerçekten aptallık insanlığı geliştirecek bir durum olsaydı, insanlığın özünü bulmak için ona yol açan son din olan İslamiyet’te ilk ayet neden “Oku” olmuş.
Dinleri lütfen onu doğru yaşayamayan ya da yaşamayan dindarlara göre tanımlamayın. Bende çok uzunca bir süre bu şekilde bir genelleme yapmıştım. Daha sonra aklımın durmaz merakı benim din kavramının özünü sorgulamaya götürdü. Bu sorgulamalarım da aklî melekelerim olduğu sürece olmaya devam edecek. Dini hâlâ anlamaya çalışıyorum.
Bir zamanlar sadece spiritüel bilgilerin beni hakikate ulaştıracağını sanıyorum. Bunun böyle olmadığını da aklım bana kanıtladı.
İlim ve bilim içinde olan çarpıtılmış bilgiler bu iki alana içinde zaman zaman arama mesafe koydu, yine bu mesafeyi ortadan kaldıran aklım oldu. Dünya şu an var olan ışık bilgisi, karanlık bilgi ve çarpıtılmış bilgiyi pozitif fayda için kullanmanın yolunu bulduğumda edindiğim bilgilerin içindeki ana program ne olursa olsun onların hepsini ışık bilgisine dönüştürmenin mümkün olduğunu da yine aklım ortaya çıkardı.
An bilgeliğine erişmek istiyorsanız aklınızla barışmanın yolunu bulun, barıştıktan sonra da aklınızı kullanın. Zihninizi susturmayın, zihninizin sizi İnsan-ı Kâmil bilincine taşımasına aracı olmasına izin verin. Zihninizi ışık bilgisi ile besleyin ki o sizi ışık bilgeliğine ulaştırsın.
Aklınızla barışmak için ho’oponopono yöntemini kullanabilirsiniz. Ho’oponopono bilgiyi pozitif faydaya ulaştırmanın yolunu da hayatınızda tezahür ettiriyor. Benim ho’oponopono yöntemi ile buluşmam Zero Limit ve Sıfır Noktası kitapları ile oldu. Sonra bu yöntemi aklım çok sevdi ve bol bol kullandı.
Yazılı ho’oponopono örnekleri için buraya tıklayabilirsiniz.
Videolu ho’oponopono örnekleri için de buraya tıklayabilirsiniz.
Aklımızı kullanıp, onu sevgimizle harmanlayıp, hayatla bütünleştiğimiz güzel günler bizimle olsun. Güzel günler gelmesi bizim bu iki yetimizi çok kullanmamıza bağlı.
03.04.2023
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder